Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN ÖN İNCELEME USUL ve ESASLARI Y.Yavuz ELİŞ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN ÖN İNCELEME USUL ve ESASLARI Y.Yavuz ELİŞ."— Sunum transkripti:

1 4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN ÖN İNCELEME USUL ve ESASLARI Y.Yavuz ELİŞ Ali KABİL

2 Amaç Madde 1 – Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir. Yasanın genel gerekçesinde de açıklandığı gibi görev sırasında işlenen ancak görevle ilgisi bulunmayan suçlar yasa kapsamından çıkarılmış ve memurlara işledikleri iddia olunan suçlar nedeniyle bir zümre veya bir sınıf olarak imtiyaz tanınmamış ve sağlanan güvencenin şahsi olmayıp, memurluk görevi ile ilgili olduğu hususu vurgulanmıştır

3 4483 sayılı yasa; görevi ile ilişkisi bulunmayan bir suç işleyen memur veya diğer kamu görevlisinin eylemi görev sırasında işlemiş olmasına rağmen genel hükümlere göre soruşturulması gerektiği hükmünü de getirmiştir. Bu nedenle soruşturma konusu her somut olayda memur veya diğer kamu görevlisinin gerçekleştirdiği eylemin görevi ile ilgili olup olmadığının çok iyi bir şekilde belirlenmesi gerekecektir.

4 Özel Usul 2709 sayılı 1982 Anayasasının 129 uncu maddesinde; “…Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirtilen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine tabidir…” Hükmü nedeniyle memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında istisnalar dışında haklarında kovuşturma yapılabilmesi özel usule bağlanmıştır.

5 Kapsam    Madde 2 – Bu Kanun,Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır. Hakkında suç işlediği iddia edilen kişinin; Suçu görevi sebebiyle işlemesi ve görevi ile bağlantılı olması gerekmektedir.              Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır.

6 Disiplin hükümleri saklıdır.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali genel hükümlere tabidir. Disiplin hükümleri saklıdır. (Ek: 2/1/ /33 md.) 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 243 ve 245 inci maddeleri ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 154 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında açılacak soruşturma ve kovuşturmalarda bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

7 Kanunun Uygulanacağı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri

8 Anayasa’nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eli ile görüleceği” belirtilmektedir

9 Kamu Hizmetleri Hukukumuzda “kamu hizmeti” ve “kamu görevi” kavramları zaman zaman bir arada kullanılmasına rağmen aralarındaki fark açıkça ortaya konulmamıştır. Kamu Görevi : Yasama ve yargı görevleri yanında Devletin devlet olarak gerçekleştirmek zorunda olduğu, kamu hukuku kurallarına göre kamu kudretini kullanarak yaptığı etkinliklerdir. Kamu Hizmeti: İkincil nitelikteki genel ve ortak ihtiyaçları karşılamak için Devlet tarafından yapılabileceği gibi Devletin gözetim ve denetimi altında başkaları tarafından da yapılabilen etkinliklerdir.

10 Yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK’nın 279
Yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK’nın 279. maddesine göre kamu görevi yapanlar ceza hukukunda memur sayılmakta, Kamu hizmeti yapanlar ise sayılmamakta iken yeni yürürlüğe konulan 5237 sayılı TCK’ da böyle bir tanımlamaya yer verilmemiş kapsam genişletilerek kamu görevlisi tanımı getirilmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 6/c maddesinde kamu görevlisinin tanımı yapılmış olup kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir suretle sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanmıştır.

11 Anayasa Mahkemesinin tarihli E:1988/64 K:1990/2 sayılı kararında; “Anayasa’nın 128. maddesindeki “aslî ve sürekli” olma niteliği çalışanın kişiliğine ve durumuna değil, yaptığı göreve bağlı koşullardır. Başka bir deyişle, aslî ve sürekli olmak personelin değil, görevin niteliğidir.” denilmektedir.

12 Dolayısıyla 4483 sayılı kanunun 2/1 maddesinde geçen “asli ve sürekli” görev yapanlar sözü devletin asli fonksiyonlarını yapan ve yaptığı işi kamu görevi olarak yapanları ifade etmektedir. Memurun 4483 sayılı kanunun 1. maddesi kapsamına girmesi için yaptığı işin devletin “asli fonksiyonlarından” olması, başka bir deyişle bu kişinin hem idare hukuku, hem de ceza hukuku acısından memur sayılması ve bu işin “sürekli” olarak yapılması gerekir.

13 2- Diğer Kamu Görevlileri
Kanun Kapsamında “Bulunan” Görevliler 1- Memurlar 2- Diğer Kamu Görevlileri 3- Kadro Karşılığı Çalıştırılan Sözleşmeli Personel

14 1-Memurlar: a) Anayasaya Göre Memur  1982 Anayasasının 128/1 maddesinde “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” şeklinde genel bir çerçeve çizilmiş ve 128/2 maddesinde memurlar ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, görev ve yetkilerinin hak ve yükümlülüklerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir.

15 Bu genel Anayasal tanımdan sonra 129
Bu genel Anayasal tanımdan sonra 129. maddenin son fıkrasında “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır” denilmekle memurlar hakkında işledikleri suçlardan dolayı farklı yargılama usulü anayasal ilke olarak kabul edilmiştir.

16 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde tanımlanmıştır.
b) İdare Hukukuna göre memurlar 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde tanımlanmıştır. “…Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır. Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır..”

17 c) Ceza Hukukuna Göre Memur ve kamu görevlisi
Eski TCK’da memurlar tarafından işlenecek suçlarla ilgili maddelerde suçun faili olarak memur kavramı kullanılmasına rağmen, yeni TCK’da kapsam genişletilerek daha önce memurlar tarafından işlenen suçların failleri yerine daha geniş kapsamlı “Kamu Görevlisi” kavramı getirilmiş ve sadece yasada kamu görevlisinin tanımı yapılmıştır.

18 Kamu görevlisi kavramı ile memur kavramı da birbirine karıştırılmamalıdır. Memur bir kamu görevlisidir. Ancak her kamu görevlisi memur değildir. Bu nedenle kamu görevlisi kavramı memur kavramından daha geniş bir anlama sahiptir.

19 KİT personeli ceza kanununun uygulanmasında kamu görevlisi olmasına rağmen 4483 sayılı yasa kapsamı dışında bırakılmış, sadece teşebbüs Genel Müdürü ve yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyesi olan bir genel müdür yardımcısı görevlerini icra sırasında işledikleri suçlardan dolayı bu yasa hükümlerine tabi tutulmuşlardır.

20 Yargı kararları ile tanımlanmaya çalışılmıştır.
2- Diğer Kamu Görevlileri: Yargı kararları ile tanımlanmaya çalışılmıştır. “…Memurlar gibi hukuki şart olarak bir atama işlemine tabi tutulan ve idareyle aralarındaki ilişkinin önceden belirlenmiş bir statü içinde olması gereken memurlar dışında kalan kamu görevlileridir…” Diğer kamu görevlileri tanımından, genellikle seçimle kamu görevlerine gelenler anlaşılmalıdır.

21 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 08. 02
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gün ve E:1994/10-74, K:1995/45 Sayılı kararı ile işçilerin diğer kamu görevlilerinden sayılmayacağını hüküm altına almıştır. Söz konusu kararda, diğer kamu görevlilerinden amacın, seçimle göreve gelenler ve bu arada RTÜK Başkanı, Üniversite Rektörü, Senato Üyesi gibi kişiler olduğunun yargısal kararla belirlendiği ifade edilmektedir.

22 4483 sayılı Yasanın 3.maddesinin (h), (i), (j) bentlerinde belediye ve il genel meclisi üyeleri ile köy ve mahalle muhtarları hakkında soruşturma izni verecek merciler gösterilmiştir. Bu kimseler göreve atama dışı yollarla (seçimle) geldikleri ve devletin kadrolarına girmedikleri için idare hukuku yönünden memur sayılmadıkları halde yaptıkları iş kamu görevi olduğundan ceza hukuku açısından memur ve kamu görevlisi sayılırlar.

23 İdare hukuku yönünden memur sayılmamalarına karşın yaptıklar iş kamu görevi olduğu için memur sayılan diğer kimseler ise; 2803 sayılı yasaya bağlı jandarma erleri, 442 sayılı yasaya bağlı köy bekçileri, 4081 sayılı yasaya bağlı çiftçi mallarını koruma bekçileridir. Zaten Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri hakkındaki 2803 sayılı kanunun 17. maddesinde jandarma personeli hakkında MMHKM hükümlerinin uygulanacağına yer verilmiştir.

24 3- Kadro Karşılığı Çalıştırılan Sözleşmeli Personel:
Sözleşmeli personelin 4483 sayılı Yasa kapsamında olup olmadığını belirlemek için ikili bir ayrım yapmak gerekir. İlki kadro karşılık gösterilmek suretiyle çalıştırılan sözleşmeli personel, ikincisi kadro karşılığı olmaksızın çalıştırılan sözleşmeli personeldir. İlkinde sözleşmeli personelin göreve getirilişi yönetimle arasındaki bir sözleşmeye değil, atamaya dayanır. Bu nedenle kadro karşılığı sözleşmeli personel, memur personeldir.

25 Kadro Karşılığı Çalıştırılan Sözleşmeli Personel,
Kadro Karşılığı Çalıştırılan Sözleşmeli Personel, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde; “…Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi için şart olan zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir…” şeklinde tanımlanmıştır.

26 3-Yardımcı Hizmetler Sınıfında Çalışanlar
Kanun Kapsamında “Bulunmayan” Görevliler 1- Geçici Personel 2- İşçiler 3-Yardımcı Hizmetler Sınıfında Çalışanlar 4- Görevleri ve Sıfatları Sebebiyle Farklı Soruşturma Usulüne Tabi Tutulanlar 5- Teşkilat Kanunları Nedeniyle Kapsam Dışında Kalanlar

27 Anayasa ve ilgili kanunlar nedeniyle;
4- Görevleri ve Sıfatları Sebebiyle Farklı Soruşturma Usulüne Tabi Olanlar: Anayasa ve ilgili kanunlar nedeniyle; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi Başkan ve Üyeleri, Yargıtay Başkan ve Üyeleri, Danıştay Başkan ve Üyeleri, Sayıştay Başkan ve Üyeleri, Hakimler ve Savcılar, Askeri Personel, Yüksek Öğretim Kurumları Personeli, Avukatlar, Noterler farklı soruşturma usullerine tabidirler.

28 İlgili kanunları nedeniyle;
5-Teşkilat Kanunları Nedeniyle Kapsam Dışında Kalanlar: İlgili kanunları nedeniyle; KİT’leri genel müdür ve yönetim kurulu üyeleri hariç diğer personeli, BDDK personeli, Rekabet Kurumu personeli, RTÜK personeli, TİK personeli, SYDV mütevelli heyetinin memur ve diğer kamu görevlisi üyeleri hariç diğer üyeler ve personeli, Kalkınma Ajanslarının vali, belediye başkanı ve il genel meclisi üyeleri dışında kalan üye ve personeli, Vakıf, Dernek, Kooperatif personelleri.

29 Kanunun “Suçlar” Açısından Kapsamı
Kanunun uygulanacağı suçlar, memurların idari görevlerinden doğan suçlardır. Adli görevler bu anlamda genel hükümlere tabidir. Adli görev yapan bir memur hakkında Cumhuriyet Savcısı yetkili merciden izin almadan doğrudan soruşturma yapıp dava açabilir.

30 Bu anlamda jandarma teşkilatı mensuplarının, orman muhafaza memurlarının, emniyet teşkilatı mensuplarının, çarşı ve mahalle bekçilerinin, gümrük muhafaza memurlarının, belediye zabıtasının, köy muhtarının adli görevlerinden doğan suçları genel hükümlere tabidir.

31 Kanun Kapsamına “Girmeyen” Suçlar
Ağır Ceza Yasanın 2/3 maddesinde ağır cezayı gerektiren suçüstü hali düzenlenerek genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Bir memur veya diğer kamu görevlisi ağır cezayı gerektiren bir suçu işlerken suçüstü yakalanırsa hakkında genel hükümlere göre Cumhuriyet Savcılığınca işlem yapılacaktır. Suçüstü Hali; -İşlenmekte olan suçu, -Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra yakalanan kişinin işlediği suçu, -Fiilin kısa bir süre önce işlendiğine ilişkin delillerle yakalanan kişinin işlediği suçu ifade eder.

32 Disiplin Suçları Kamu görevlileri için ilgili mevzuatla öngörülen “disiplin hükümleri” bu Kanun kapsamında değildir. Fiilin ayrıca disiplin suçu olması halinde, ilgili mevzuata göre disiplin soruşturması yapılır.

33 İşkence ve Eziyet Suçları 4483 sayılı Kanunda yer alan 765 sayılı TCK’nun 243 ve 245 ile 1412 sayılı CMUK’nun 154 üncü maddeleri, 5237 sayılı TCK’nun “işkence” başlıklı 94, 5237 sayılı TCK’nun “neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence” başlıklı 95, 5237 sayılı TCK’nun “eziyet” başlıklı 96, 5237 sayılı TCK’nun “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” başlıklı 256 ncı maddeleri, 5271 sayılı CMK’nun “Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri” başlıklı 161 inci maddelerine karşılık gelmektedir.

34 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu
-Süresinde Mal Bildiriminde Bulunmamak, Mal Bildirimi İçeriğini Açıklamak, Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunmak, Haksız Mal Edinmek, Kaçırmak ve Gizlemek, -İrtikap, Rüşvet, Basit ve Nitelikli Zimmet, Görev Sırasında veya Görevden Dolayı Kaçakçılık, Resmi İhale ve Alım ve Satımlara Fesat Karıştırmak, Devlet Sırlarını Açıklamak veya Açıklanmasına Sebebiyet Vermek.

35 -6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet,
Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun, - 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri -Hakkında Kanun, -6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet, -Adli görev nedeniyle işlenen suçlar, - Evlendirme Yönetmeliği, Yukarıda belirtilen suçlar ile görevleri sırasında işledikleri diğer suçlar ve kişisel suçlar hakkında soruşturma genel hükümlere göre Cumhuriyet Savcılığınca yapılır.

36 Görev Sebebiyle İşlenen Suç:
Kanun Kapsamına “Giren” Suçlar Görev: Memur ve diğer kamu görevlilerine kanun, tüzük ve yönetmelikler ile 657 sayılı Kanunun 11 nci maddesine göre verilen idari işlerdir. Suç: Türk Ceza Kanunu ile ceza hükmü içeren diğer kanunlarda suç olarak tanımlanan eylemlerdir. Görev Sebebiyle İşlenen Suç: Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin idari nitelikteki memuriyet görevlerinin yapılması ya da yapılmaması sebebiyle işledikleri suçlardır.

37 -Resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek ( Md. 204)
5237 Sayılı TCK’da failleri kamu görevlileri olarak tanımlanan ve 4483 sayılı Yasa kapsamında soruşturulması gereken bazı suçlar şunlardır. -Resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek ( Md. 204) -Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek (Md.205 ) -Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (Md. 206 ) -Denetim görevini ihmal ( Md. 251 ) -Görevi kötüye kullanma ( Md. 257 ) -Görevine ilişkin sırrın açıklanması ( Md. 258 ) -Kamu görevinin terki ve yapılmaması ( Md. 260 )

38 TCK’ nın 85 ve 89. maddelerinde yer alan taksirle ölüm ve yaralama eylemlerinin memurun görevi sebebiyle dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesinde işlenmesi, 237 sayılı Taşıt Kanununun ihlali gibi suçların soruşturulmasında 4483 sayılı Yasa uygulanmaktadır.

39 İzni vermeye yetkili merciler
        4483 sayılı Yasaya göre soruşturma izni yetkisi, a) İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, b) İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali, c) Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi, d) Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri,             

40 e) (Değişik : 17/7/ /1 md.) Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan, f) Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, g)Cumhurbaşkanlığında  görevli  memurlar  ve  diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı,             

41 Yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat kullanılır.
h) Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanı, i) İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi, j) Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede vali, Yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat kullanılır.

42 Yetkili mercilerin saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır.
Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde izin, üst memurun bağlı olduğu merciden istenir. Orman Genel Müdürlüğü bölge düzeyinde örgütlenen bir kuruluş olduğu için taşra teşkilatında görevli memurlar hakkında bu kanun kapsamına giren suçları nedeniyle soruşturma izni vermeye yetkili makam görev yaptıkları ilin Valisidir.

43 Kanunlarımızda ve diğer düzenleyici işlemlerde “en üst idari amir” kavramına yer verilmemekle birlikte, anayasal sistematiğe göre, “yürütme” içinde  Bakanlar Kuruluna ayrı,  İdareye ayrı yer verildiğine göre 4483 sayılı Kanundaki “en üst idare amir” kavramı da, idari teşkilat içinde bakan dışındaki “en üst disiplin amiri” olarak anlaşılmalıdır.

44 Yasada izin mercileri sıralanırken, yetkiyi kullanacak belli unvanlara sahip kişilerden söz edildiğinden, yetkili kişilere bağlı münhasır yetki olduğu kuşkusuzdur. Kişiye bağlı bu yetkinin de bizzat kullanılması zorunludur.  Mercilerin bu yetkiyi başkasına veya astlarına devretmesi söz konusu değildir.

45 Buna göre; A ilinde işletme şefliği/ müdürlüğü görevini yaparken B ilindeki işletme şefliği/müdürlüğü görevine atanan bir memurun A ilinde görevli iken görevi sebebiyle işlediği iddia edilen bir suç nedeniyle soruşturma izni vermeye yetkili merci A ilinin valisi olacaktır.

46 Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde üst memurun izin mercii, ast memurun da izin merciidir. Örneğin A Bölge Müdürü ile Genel Müdürlük Merkezinde görevli Daire Başkanının aynı fiile iştiraki halinde soruşturma izni vermeye yetkili merci A ilinin valisi değil üst memur hakkında soruşturma izni vermeye yetkili merci olan Genel Müdürdür.

47 Soruşturma izni verme yetkisi;
İdarece yapılan “ön inceleme” sonucunda iddia edilen suçu işlediği kanaati üzerine ilgili memur ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili Cumhuriyet başsavcısına, CMK hükümlerine göre “soruşturma” yapmasına izin verme yetkisidir.

48 1. Soruşturma İzni Verilmesi Kararı 
4483 sayılı Yasaya göre bir karar verilmek üzere ön inceleme emri veren makama sunulan rapor ve ekleri yetkili mercie ulaştığında, artık memur veya diğer kamu görevlisi hakkında karar verilme aşamasına gelinmiş olur. Sonuçta verilen kararla memur ya da diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma açılmasının gerekip gerekmediği belirlenmiş olur. 

49 Yetkili merciler düzenlenen ön inceleme raporunda yer alan soruşturmacı kanaat ve düşüncesine katılmak zorunda değildir. Nitekim Danıştay 2. Dairesinin bu mahiyetteki E:2001/588 K:2001/1372 sayılı kararında “…Mülkiye Başmüfettişi olan soruşturma konusu olan şahısların müfettişlik bilgi ve tekniğine uygun olmayan eksik inceleme yaptıkları ileri sürülmekteyse de soruşturmacı olarak ortaya konulan görüşlerin mutlak anlamda karar veren makamı bağlayıcı özelliği bulunmadığı ve soruşturmacının görüşünden dolayı suçlanamayacağı anlaşıldığından yakınıcı vekilinin soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara yönelik itirazının reddine…” şeklindedir.

50 Yetkili merci yaptığı inceleme sonunda hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi hakkında, “soruşturma izni verilmesine” veya “soruşturma izni verilmemesine” karar verecektir. Yasanın 6/2. maddesi uyarınca yetkili mercilere verilen “soruşturma izni verilmesi” veya “soruşturma izni verilmemesi” yolundaki kararlar gerekçeli olmalıdır.

51 Yetkili merciin soruşturma izni verilmesi kararı, Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlık tahkikatına başlamaya izin verme anlamında bir karardır. Soruşturma izni verilmemesi kararı ise, Cumhuriyet savcılığı tarafından hazırlık tahkikatına izin vermeme kararıdır.

52 2. Soruşturma İzni Verilmemesi Kararı 
Soruşturma izni verilmemesi kararı; memur veya kamu görevlisinin, suçlu olduğuna ilişkin olarak bir belge veya delil elde edilememesi veya suçsuzluğunun anlaşılması halinde verilen karardır.

53 Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler
Yetkili merciler, Yasa kapsamına giren suçları üç şekilde öğrenebilirler.  1) Olayın Cumhuriyet Başsavcıları tarafından Yetkili Mercilere İletilmesi; 4483 sayılı Yasanın 4/1 maddesinde “Cumhuriyet Başsavcıları, Yasa kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar ve şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar ve şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.” hükmü yer almaktadır                

54 İzin vermeye yetkili mercii, bu Yasa kapsamına giren bir suç işlendiğini Cumhuriyet Başsavcılıklarının gönderdiği evrak ile öğrendiği takdirde bir ön inceleme başlatmak ve iddia ile ilgili bir karar vermek zorundadır.

55 2) Diğer Makam ve Memurlar ile Kamu Görevlileri Tarafından İletilmesi; Diğer makam ve kamu görevlileri de, bu Yasa kapsamına giren bir suç işlendiğinin ihbar, şikayet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler.

56 3) Yetkili Merciin Bizzat Öğrenmesi; Yetkili merci, bu Yasa kapsamına giren bir suç işlendiğini herhangi bir kişi tarafından kendisine yapılacak ihbar ve şikayetler ile öğrenebileceği gibi kendisinin yaptığı teftiş ve denetim sırasında bizzat müşahede ve tespit etmesi suretiyle de öğrenebilir.

57 Yasanın 5/1 maddesinde;“Yetkili merciin suç işlendiğini öğrenmesinden” bahsedilmektedir. Danıştay karışıklığa meydan vermemek ve sürenin başlangıç tarihini iyi belirlemek amacıyla “yetkili merciin suç işlendiğini öğrenmesi zamanını”, “yetkili merciin Ön İnceleme emri verdiği tarih” olarak tespit etmiştir. Danıştay kararına göre, yukarıda sayılan bütün hallerde süre yetkili merci tarafından “ön inceleme emrinin verildiği tarihten” itibaren başlayacaktır. (Danıştay Birinci Dairesinin tarih ve E:2000/29, K.2000/59 sayılı istişari kararı)

58 Suçun İhbar veya Şikayet yoluyla öğrenilmesi ve İşleme Konulmayacak İhbar ve Şikayetler 
4483 sayılı Yasanın, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında uygulanabilmesi için işlenen suçun soruşturma izni vermeye yetkili mercii tarafından öğrenilmesi gerekmektedir.

59 Yetkili merciin, göreve ilişkin olarak işlenen suçu öğrenme yolunun başında ihbar gelmektedir.
İhbar, suçla ilgisi bulunmayan bir kimsenin, memur veya diğer kamu görevlisinin suç işlediğini yetkili mercie bildirmesidir.

60 Şikayet başvurularında müştekinin kimlik bilgileri gizlenemez.
Yetkili merciin, göreve ilişkin suçları öğrenme yollarından bir diğeri de şikayettir. Şikayet, suçtan zarar gören kimsenin yetkili mercie başvurarak memur ve diğer kamu görevlisinin suç işlediğini sözlü veya yazılı olarak iddia etmesidir Şikayet başvurularında müştekinin kimlik bilgileri gizlenemez.

61 Soyut ve genel nitelikte olmamalı,
Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikâyetler; Soyut ve genel nitelikte olmamalı, İhbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmeli, İddialar ciddî bulgu ve belgelere dayanmalı, İhbar veya şikâyet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresi bulunmalıdır. Gerekli şartları taşımayan ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durum, ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir.

62 Soyut ve genel nitelikte yapılan ihbar ve şikayetlerin değerlendirilmemesi yerinde bir çözüm yolu olarak kabul edilse de, bu şartı çok katı bir şekilde uygulamak göreve ilişkin suç işleyenlerin yargıdan kaçınabilmesi sonucunu doğurabilir. Bu nedenle; İddiaların sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmaz.

63 İddia edilen olayla ilgisi bulunan memur ve diğer kamu görevlisinin idarece yapılacak basit bir araştırma ile ortaya çıkarılabilmesi mümkün olabilir, Bir Orman İşletme Müdürlüğünün sınırları içerisindeki ormanlarda usulsüzlük yapıldığı yönündeki iddia soyut ve genel nitelikte olmasına rağmen, merkez orman işletme şefliğinin 321, 324 ve 325 numaralı bölmelerinde 2009 yılı ekim ayında kaçak kesimlerin yapıldığı yolundaki iddianın ise somut olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

64 İhbar ve şikayetlerin işleme konulmamasının ihbar veya şikayette bulunana bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim Cumhuriyet Başsavcısı ve yetkili merci için mükellefiyet ve yasal zorunluluk, ihbarcı ve şikayetçi için ise yasal haktır.

65 Yetkili merciin, ihbar ve şikayetin işleme konulmaması kararlarına karşı Yasada itiraz öngörülmediği için uygulamada tereddütler meydana gelmektedir. Yetkili merci tarafından verilen işleme konulmama kararı özünde idari bir işlem olduğundan,idari yargıda iptal davasına konu edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

66 Nitekim şikayet dilekçelerinin işleme konulmaması ile ilgili idari yargı nezdinde yapılan başvurular neticesinde verilen kararlar şikayet dilekçelerinin işleme konulmamasında yargı yolunun açık olduğunu ortaya koymaktadır. Danıştay 2.Dairesinin E:2004/74 K:2004/127 sayılı kararı; “Söz konusu şikayet dilekçesinin 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde aranılan nitelikleri taşıdığı, şöyle ki şikayetin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği anlaşıldığından, İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve şikayetin işleme konulmamasına ilişkin olarak verilen karara karşı yakınıcı vekillerince yapılan itirazın kabulü ile söz konusu kararın kaldırılmasına” şeklindedir.

67 Aynı şekilde Danıştay 2.Dairesinin E:2003/647 K:2003/1618 sayılı kararı “Şikayet dilekçesinde iddiaların somut olduğu, olay, yer ve kişi belirtildiği, bu nedenle 4483 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yetkili merci tarafından ‘işleme koymama’ kararı verilemeyeceği” yönündedir. Ancak bu konuda Danıştay 2. Dairesinin aksine kararları da bulunmaktadır.

68 Örneğin 2.Dairenin 06.03.2003 tarih E:2003/251 K:2003/390 sayılı kararında ;
“Danıştay İkinci Dairesine itiraz edilebilmesi için; ortada, 4483 sayılı Kanun uyarınca ön incelemeye tabi tutulan memur veya diğer kamu görevlisi hakkında ön inceleme yapılması sonrasında düzenlenen rapora göre Yetkili Merci tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi şeklinde verilmiş bir karar bulunması gerekmektedir. Adı geçen Kanunun 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasına aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin işleme konulmaması durumunda ise; durumun, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi ile yetinileceği kural olarak belirlenirken, bu şekildeki kararlara karşı itiraz yolu öngörülmediğinden itirazın reddine” şeklindedir.

69 Yasa koyucu; cumhuriyet savcıları ve yetkili merci tarafından verilen işleme konulmama kararlarının ihbarda bulunana bildirilmesini yasal bir zorunluluk olarak düzenlemesine rağmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara itiraz yolunu kapatmıştır. Bu durumda soruşturma izni verilmemesi kararına karşı itiraz hakkı bulunmayan ihbarcının işleme konulmama kararına da itiraz hakkı bulunmamaktadır.

70 Nitekim Danıştay 2.dairesinin E:2000/3379,K:2000/4137 sayılı kararında “…bu durumun ihbarda bulunana bildirileceği belirtilmiş olmakla birlikte, aynı Kanunun itiraz hakkını düzenleyen 9'uncu maddesinde, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçinin … itiraz edebilecekleri belirtilmiş olup, anılan yasada ihbarda bulunanın da itirazda bulunabileceği hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşıldığından, ihbarda bulunan …....'in itirazının incelenmeksizin reddine, … gününde oyçokluğu ile karar verildi.”denilmek suretiyle ihbarcının itirazda bulunabileceği hususunda yasada açıklık bulunmadığı için soruşturma izni verilmemesi kararına karşı yaptığı itirazı reddetmiştir.

71 Kimlik Bilgilerinin Gizli Tutulması
İhbar ve şikayetçinin kimlik bilgileri 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde 17/7/2004 gün ve 4232 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile yapılan değişiklikle, “…Başsavcılar ve yetkili merciler ihbarcı veya şikâyetçinin kimlik bilgilerini gizli tutmak zorundadır...” Hükmünü getirmiştir.

72 Ön inceleme Madde 5 – İzin vermeye yetkili merci, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlediğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatır.   (Ek fıkra: 17/7/ /3 md.) Cumhuriyet başsavcılıkları ile izin vermeye yetkili merciler ihbar ve şikâyetler konusunda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme olması halinde müracaatı işleme koymazlar. Ancak ihbar veya şikâyet eden kişilerin konu ile ilgili olarak daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni belge sunması halinde müracaatı işleme koyabilirler.             

73 Ön İnceleme: Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza soruşturması veya kovuşturması açılması, Kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlandığı hallerde, soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarına dayanak teşkil etmek amacıyla yapılan işlemlerdir. Yasanın 5/1 maddesi “...başlatır ” şeklinde kesin bir ifade taşımaktadır. Bu durum suç öğrenildiğinde ön incelemenin başlatılmasının zorunlu olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

74 1- Soruşturma izni vermeye yetkili merciler tarafından bizzat,
Ön İnceleme görevi; 1- Soruşturma izni vermeye yetkili merciler tarafından bizzat, 2- Soruşturma izni vermeye yetkili mercilerce görevlendirilecek a) Denetim elemanları b) Hakkında ön inceleme yapılanın üstü konumundaki memur yada diğer kamu görevlileri tarafından yapılabilir.

75 Yargı mensupları ile yargı kuruluşlarında çalışanlar ve askerler, başka mercilerin ön incelemelerinde görevlendirilemez. Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler birden fazla ise içlerinden biri başkan olarak belirlenir.

76 Teşkilat kanunlarına göre;
Denetim Elemanları: Teşkilat kanunlarına göre; Türkiye düzeyinde kurumları üzerinde teftiş, denetim veya inceleme yetkisine sahip olan denetim elemanları, İl düzeyinde kurumları üzerinde teftiş, denetim veya inceleme yetkisine sahip olan denetim elamanları, Müfettiş, kontrolör, denetçi, yeminli murakıp, hesap uzmanı v.s açısından ast-üst konumu aranmaz.

77 Üstü Konumu: 1- Aynı kurum içinde astlık-üstlük ilişkisi, kurumun tabi olduğu teşkilat yasası ve görev ünvanları esas alınarak mevcut hiyerarşik piramide göre belirlenir. 2- Farklı kurumlarda astlık-üstlük ilişkisi, görev ünvanları esas alınarak belirlenmelidir. 3- Yargı mensupları ile yargı kuruluşlarında çalışanlar ve askerlere (jandarma personelinin idari görevleri nedeniyle haklarında üst rütbeli jandarma personeline ön inceleme görevi verilebilmesi hariç) ön inceleme görevi verilemez.

78 Görevlendirilecek ön inceleme elemanının mutlak surette hakkında ön inceleme yapılanın üstü konumunda olması şarttır. Danıştay 2. Dairesinin E:2003/56 K:2003/69 sayılı kararı “Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı hakkında, kendisiyle halef-selef olan ve üstü konumunda olmayan yeni Teftiş Kurulu Başkanının ön inceleme yapamayacağı”,

79 Keza Danıştay 1.Dairesinin E:2005/13 K:2005/135 sayılı kararı özetle “…Müsteşar Yardımcılarının Teftiş Kurulu Başkanının üstü konumunda olmadığı, Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı ve iki Başmüfettiş hakkındaki ön incelemeyi üstü konumunda bulunmayan Müsteşar Yardımcısının yaptığı ve düzenlenen rapor üzerine Bakanın soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılması…” şeklindedir.

80 Yetkili merci tarafından görevlendirilen ön incelemecinin CMK’ nın 22, 23, 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen hakimin reddi müessesesine gönderme yapılarak 4483 sayılı Yasa uygulamasında reddi talebinde bulunulması mümkün değildir. Zira ön incelemeci bir karar mercii olmayıp ön inceleme yaptırmaya yetkili mercie görüş sunmakla görevlidir.

81 Ancak görevlendiren mercii idare hukukunun genel ilkeleri doğrultusunda ön inceleme görevlisini yetersiz görmesi, taraflı davrandığını tespit etmesi veya 4483 sayılı Yasada belirtilen şartları taşımadığının sonradan anlaşılması durumlarında değiştirmesi mümkündür. Ön inceleme yapmakla görevlendirilenlerin soruşturmaya konu olayla ilgisi olmayan tarafsız ve objektif kişilerden olması gerekmektedir.

82 Nitekim Danıştay 2. Dairesinin E:2003/910, K:2003/2067 sayılı kararında,
“soruşturmacının etki altında kaldığı ve objektif davranmadığı kanaati ile soruşturma izni verilmesi kararı bozulmuştur.” denilmektedir.

83 Uygulamada ön inceleme emrinin geri alınıp alınamayacağı da önemlidir.
Ön inceleme emrinin geri alınmasıyla ilgili olarak Kanunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak,Danıştay 2. Dairesinin tarih ve E:2002/ 932, K:2002/35810 sayılı kararında yetkili merci tarafından verilen kararların geri alınmasının mümkün olmadığı, bu yetkinin ilgisine göre Bölge İdare Mahkemelerine veya Danıştay 2. Dairesine ait olduğu hükme bağlanmıştır.

84 Yetkili merci tarafından 4483 sayılı yasa kapsamına giren bir suç nedeniyle başlatılan ön inceleme yetkisi yasanın 5. maddesiyle verilmiş bir mutlak yetki olup, hakkında ön inceleme başlatılanların itiraz hakları bulunmamaktadır.

85 Mükerrer Ön İnceleme Cumhuriyet başsavcılıkları ile izin vermeye yetkili merciler; Bir konu hakkında daha önce yapılmış ve sonuçlandırılmış bir ön inceleme varsa, bu konu ile ilgili yeni ihbar ve şikayetleri “işleme koymazlar”. Ancak ihbar veya şikâyet eden kişilerin konu ile ilgili olarak daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni belge sunması halinde müracaatı “işleme koyabilirler”.

86 Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor
Madde 6 – Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar.

87 Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir. Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.

88 Burada her türlü yetki ibaresi içine “görevden uzaklaştırma” yetkisinin girip girmeyeceği tereddüt konusu olmuştur. Bu konuyla ilgili açıklama ve görüşler çerçevesinde varılan sonuçların yer aldığı Danıştay Birinci Dairesinin gün ve E:2000/29 K:2000/59 sayılı kararında;

89 “ …Görevden uzaklaştırma kararı idari bir işlemdir
“ …Görevden uzaklaştırma kararı idari bir işlemdir. Ön inceleme ile görevli kişilerin 657 sayılı Kanunun 138. maddesinde sayılan kişilerden olması durumunda, görevden uzaklaştırma kararı vermeleri doğaldır. Ancak, ön inceleme ile görevli kişilerin 138. maddede gösterilen kimselerden olmamaları durumunda, bu kişilerin münhasıra 4483 sayılı Kanun kapsamında bir suçun açığa çıkarılması amacına yönelik işleri yapmaya yetkili olmaları nedeniyle idari bir işlem olan görevden uzaklaştırma kararını vermeye yetkilerinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır...” denilmektedir.

90 Karardan da açıkça anlaşıldığı üzere görevden uzaklaştırma kararı ancak ön inceleme görevlisinin 657 sayılı Kanunun 138. maddesinde sayılan Valiler, Kaymakamlar, Bakanlık ve Genel Müdürlük Müfettişleri olması halinde verilebilecektir Ön incelemecilerin yaptıkları görev idari bir görev olmayıp, adli bir görevdir.

91 Eğer ön incelemeci 657 sayılı yasanın 138
Eğer ön incelemeci 657 sayılı yasanın 138. maddesindeki sayılan kişilerden değil ise ve hakkında inceleme yapılan memurun görevde kalmasında sakınca görmesi halinde, bir inceleme raporu düzenleyerek şüpheli memurun görevden uzaklaştırılması için yetkili amire teklifte bulunması gerekecektir.

92 Ön inceleme yapacakların yetkileri genel olarak şöyle sıralanabilir;
-Zorla el koyma, -Arama yapmak, -İfade almak, -İstinabe yoluna başvurmak, -Her türlü bilgiyi görevlilerden almak -Zabıt katibi bulundurmak Şeklinde özetlenebilir -Tanık çağırmak, - Tanığı zorla getirtmek, -Tanık dinlemek, -Tanığa yemin verdirmek,  -Bilirkişiye başvurmak, -Keşif yaptırmak,

93 Ön inceleme ile görevlendirilenlerin 5271 sayılı CMK’ da yazılı diğer yetkileri kullanmaları ihtiyari olmakla birlikte, haklarında ön inceleme yapılanların ifadelerini almaları (5271 sayılı CMK’nın 147/e maddesinde yazılı susma hakkı saklı kalmak kaydıyla) Kanun gereği zorunludur. İfadenin inceleme mahallinde vicahen alınması asıl olmakla birlikte, gerektiğinde Kanun ile getirilen ön inceleme süresi de dikkate alınarak, makul bir süre verilmek suretiyle yazı ile de istenebilir .

94 5271 sayılı CMK gereğince ön incelemecilerin faydalanabileceği yetkiler Yasanın 43 ile 173. maddeleri arasında yer alan maddelerde düzenlenmiştir.

95 1. Yeminli Zabıt Katibi görevlendirme
4483 sayılı Yasaya göre, ön inceleme ile görevlendirilen kimse veya kimseler tanık ve sanık ifadelerini alırken, isterse usulü dairesinde yemin vermek şartıyla bir tutanak yazmanından (zabıt kâtibinden) yararlanır, isterse yazım işini kendisi veya kendileri yapabilirler. 5271 sayılı CMK’ nın 169 maddesi hükümlerine göre icra edilecek diğer işlemler sırasında yeminli zabıt katibi bulundurma yükümlülüğünün devam ettiği anlaşılmaktadır.

96 2- Muhbir ve müştekinin dinlenmesi
Kanıtlar toplanmaya başlanırken önce muhbir ya da müştekinin (şikâyetçinin) dinlenmesi, incelemeye açıklık getirmesi yönünden yararlı olur. Ön inceleme yapılırken ihbarcı veya şikâyetçinin kimlik bilgileri gizli tutulmalıdır. İhbarı yapan kişi veya şikayetçinin memur olmayan kişilerden olması halinde kendilerine davetiye çıkarılır. Bunlara tanıklarla ilgili hükümlere benzer işlemler yapılır.

97 3-Tanık dinlenmesi Sanık olan kişi ve şahsi davacı kendi davasında tanık olamaz. Bunlar dışında üçüncü kişi durumunda olan herkes tanık olabilir. Çocuklar, akıl hastaları, sanığın yakınları, iş ilişkisi içinde bulunduğu kişiler, kötü şöhret sahibi kişiler ve hatta yalan yere yeminden mahkum olmuş kişiler bile tanık olabilirler.

98 Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi,
4- Hakkında Ön İnceleme Yapılan Memur veya Diğer Kamu Görevlisinin (şüphelinin) dinlenmesi Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi,

99 Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi, Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi, İfade etmektedir. İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesi, Sorgu: Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesi olarak tanımlanmıştır.

100 Bu duruma göre; bir memur veya kamu görevlisi hakkında 4483 sayılı Yasa uyarınca ön inceleme emri verilmiş olması durumunda, bunlar hakkında sorgu değil ifade alma işlemi yapılacaktır. Ön incelemeciler de, ön incelemenin yapılmasında Cumhuriyet savcısının yetkilerini haiz kılındığı için, şüphelinin bunlar tarafından dinlenmesinin de "sorgulama" değil, "ifade alma” olarak tanımlanması gerekecektir.

101 İfade veren sözlü ifade vermeyi reddederek yazılı ifade vermek istediğini söyleyebilir.Bu durumda kişinin bu talebinin reddedilmesi için neden yoktur. Kişi karmaşık olayları yazılı olarak daha iyi açıklayabileceği, elindeki birçok belgeleri böylece yazılı şekilde ifade edebileceği kanaatinde olabilir.

102 Danıştay 1. Dairesinin sayılı Yasanın uygulanmasıyla ilgili vermiş olduğu 17/04/2000 tarih ve E:2000/29, K:2000/59 sayılı anılan istişare nitelikteki kararında da, “…Ceza Muhakemeleri Usul Kanununun inci maddesinde yazılı susma hakkı saklı kalmak kaydıyla hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin alınması zorunludur. İfadenin inceleme mahallinde vicahen alınması asıl olmakla birlikte, gerektiğinde ifade, Yasa ile getirilen ön inceleme süresi dikkate alınarak, makul bir süre verilmek suretiyle yazıyla da istenebilecektir." denilerek, hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinden gerektiğinde yazılı ifade alınabileceği belirtilmiştir.

103 Ön inceleme sırasında dikkat edilecek bir diğer husus ise şüphelinin savunma hakkının kısıtlanmamasıdır. Nitekim Danıştay 2. Dairenin E:2004/137 K:2004/240 sayılı “…Ön inceleme elemanınca yeterli cevap süresi verilmeden ifadeleri alınan memurlar hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin işlemin iptali … makul ve yeterli bir süre verilerek yeniden ifadeleri alındıktan sonra ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından yeniden karar verilmesi…” kararı ile bu konudaki görüşünü ortaya koymuştur.

104 5- Bilirkişi Atamak Ön inceleme sırasında, tespit edilen evraklarda ihtisası gerekli kılan hususlara rastlanması halinde, bilirkişi tayin edilir. Hiçbir zaman bilirkişi ispat vasıtası değildir. Bilirkişinin mütalaası ile belirttiği kanaati bir değerlendirme vasfını taşır. Delillerin takdiri ön incelemeciye ait bir yetkidir.

105 Keşfin amacı, sübut delillerin yok olmasını önlemektir.
6- Keşif Yapılması Keşif; suç yerinin, suç eşyasının, suça hedef olan kişinin, suç izlerinin ve eserlerinin beş duyu yoluyla incelenmesi olarak tanımlanabilir. Keşfin amacı, sübut delillerin yok olmasını önlemektir. Keşif yapılmasına ve keşif tutanağı düzenlenmesine ilişkin işlemler CMK’nın 83, 84 ve 164 üncü maddelerine göre yürütülür.

106 7- Arama Yapmak Arama, suç delil ve izlerini elde etmek için konutlarda, diğer yerlerde veya hakkında ön inceleme yapılanın üzerinde yapılan inceleme ve suç konusu delillerin zabtını mümkün kılan işlemdir. Anayasamızın 20 ve 21. maddelerine göre arama yapılabilmesi için yargıç kararı bulunması, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emrinin bulunması gerekmektedir Arama ile ilgili düzenlemeler, sayılı CMK’ nın inci maddelerinde yer almaktadır.

107 Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Dolayısıyla ön incelemecilerin doğrudan arama yetkisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ön incelemeciler gerekçesiyle birlikte ilgili Cumhuriyet Savcılığına müracaat ederek hakimden alacakları karar üzerine, ön inceleme yaptıkları konuyla ilgili olarak arama yapabileceklerdir.

108 8-Hakkında Ön İnceleme Yapılan Memurun Tutuklanmasını ve Yurtdışına Çıkış Yasağı Konmasını İsteme
Ön inceleme yapmakla görevli kişiler de Cumhuriyet savcıları gibi hakkında ön inceleme yapılan memur ve kamu görevlilerinin tutuklanmasını sulh ceza yargıcından isteyebilirler. Yargıç bu isteğin red ya da kabulüne ilişkin bir karar vermek zorundadır. Tutuklama nedenleri ve tutuklama kararının alınması hususları CMK’nın 100 ve 101 inci maddelerinde düzenlenmiştir.

109 Tutuklama dışındaki önlemlerden birisi de o kişinin yurt dışına çıkarılmamasıdır.
Önleyici ve geçici nitelikte olan yurt dışına çıkarmama tedbiri, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ile sağlanmıştır. Yurt dışına çıkma hürriyeti ceza soruşturması ve kovuşturması sebebiyle hakim kararıyla sınırlanabilir.

110 9- Her Türlü Bilgi ve Belgeyi Görevlilerden Almak
Cumhuriyet savcısı (dolayısıyla ön incelemeci) bütün memur veya kamu görevlilerinden, her türlü bilgiyi isteyebilme, gerek doğrudan, gerekse zabıta ve memurları aracılığı ile her türlü soruşturmayı yaptırabilme yetkisine sahiptir. Belge ve kayıtlar, şüphelinin mensup olduğu idareye ait olabileceği gibi; diğer resmi dairelere de ait olabilir veya bunların muhafazası altında bulunabilir.

111 10- İstiktap (Karşılaştırma) Yaptırmak
Suçla ilgili parmak izi, el yazısı, imza ya da mührün kime ait olduğunu belirlemek, bir belgenin orijinal olup olmadığını tespit etmek için karşılaştırma suretiyle yapılan incelemeye istiktap denilir. Ön incelemeci söz konusu uzman kuruluşlar veya diğer bilirkişiler aracılığı ile yaptırılan tetkikten sonra, gelen rapora göre görüşünü oluşturur ve kanaatini raporunda belirtir.

112 CMK ile soruşturma evresine ilişkin kimi görev ve yetkiler münhasıran savcılara verilmiş, hatta bir kısım görev ve yetkiler savcılara dahi verilmeyip, mahkeme ya da hakime ait görev ve yetkilerden sayılmıştır.

113 Soruşturma evresine ilişkin olan ve Cumhuriyet savcısına verilen görev ve yetkilerden; Gözlem altına alma, Beden muayenesi ve vücuttan örnek alma, Moleküler genetik inceleme, Fizik kimliğinin tespiti, Ölü kimliğini belirleme ve adli muayene, Zehirlenme şüphesi, Yakalama ve gözaltı, Tutuklama, Adli kontrol, Arama ve El koyma, Telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi ve Gizli soruşturmacı görevlendirme ve teknik araçlarla izleme gibi görev ve yetkileri ön incelemeciler tarafından kullanılamayacak , kullanılması adli mercilerden talep edilemeyecektir.

114 Ön inceleme raporlarının yazılmasında bir şekil şartı zorunluluğu bulunmamakla beraber, ön inceleme raporları genellikle şu bölümlerden oluşur:

115 Muhbir ve/veya Şikayetçi/ler
A-Giriş Emir Bu bölümde, yetkili merci tarafından verilen ön inceleme emrinin tarih ve sayısı yazılır. Muhbir ve/veya Şikayetçi/ler 5232 sayılı Yasa ile 4483 sayılı Yasanın 4. maddesinde yapılan değişiklik gereğince muhbir/müştekinin kimlik bilgilerinin gizli tutulması zorunlu olduğundan kamu hukukunu ilgilendiren konularda “kamu hukuku” yazılmalıdır.Ancak takibi şikayete bağlı suçlarda şikayetçinin ismi yazılır.

116 İnceleme Konusu/ları - iddia/lar
Hakkında Ön İnceleme Yapılan/lar Bu bölüme,hakkında ön inceleme yapılanların açık kimlikleri ve adresleri ile iddia konusu eylemin gerçekleştiği tarihteki görevleri yazılır. İnceleme Konusu/ları - iddia/lar Bu bölüme, ön inceleme emrinde gösterilen ihbar ve şikayet konuları maddeler halinde yazılır. Suç yeri ve tarihi Bu bölüme ön incelemeye konu edilen suçun işlendiği yer ve tarih yazılır.

117 b-Hakkında Ön İnceleme Yapılanların (şüphelilerin) İfadesi
B-Deliller 1-İnceleme Bu bölümde inceleme konuları ile ilgili resmi kayıt, belge, tutanak, rapor, vb. gibi delil niteliğindeki belge ve bilgiler ile ön incelemeci tarafından düzenlenen diğer belgeler özetlenir. 2-Soruşturma a-Tanık İfadeleri Bu bölümde tanık beyanlarından inceleme konusu ile ilgili olanlar özet halinde yazılarak, ön inceleme dosyasındaki ek numaraları ile belirtilir. b-Hakkında Ön İnceleme Yapılanların (şüphelilerin) İfadesi Bu bölümde hakkında ön inceleme yapılanların inceleme konusu ile ilgili ifadeleri özetlenerek ek numaraları ile belirtilir.

118 C- Tahlil Bu bölümde inceleme dosyasında konu ile doğrudan ilgili bilgi ve belgeler irdelenir, muhbir ve şikayetçi iddiaları, konu hakkında bilgisine başvurulanların ve tanıkların beyanları, şikayet edilenlerin ifadeleri, bilirkişi raporları, inceleme tutanakları, diğer kayıt ve dokümanlardan gerekli görülenler eleştirilir, tartışılır. Belirlenen durum, mevzuat hükümleri (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Emir, Genelge ve Yönergeler) ile karşılaştırılarak suç unsurlarının tamam olup olmadığı gerekçeli bir biçimde ortaya konulur.

119 D-Sonuç Hakkında ön inceleme yapılanın üzerine atılı bulunan suçu işlediğine dair yeterli belge ve delil tespit edilmesi ve suçun unsurlarının oluştuğunun anlaşılması halinde eylem ve işlemlerine uyan kanun maddeleri de belirtilerek 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6. maddesi gereğince Soruşturma İzni Verilmesi, Suçun işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı ya da suçun unsurlarının tamam olmadığının anlaşılması halinde ise, yine 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6. maddesi gereğince, Soruşturma İzni Verilmemesi, Kararı verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varıldığı belirtilir.

120 Soruşturma İzni Kararını Verme Süresi
Yetkili merciler soruşturma izni konusundaki kararlarını suçu öğrendikleri tarihten itibaren en geç 30 gün içinde vermek zorundadırlar. Sürenin, zorunlu hallerin varlığı halinde 15 günü geçmemek üzere bir defalığına uzatılabileceği hüküm altına alınmıştır.  Yetkili mercilerin bu görevlerini savsaklamalarını veya kötüye kullanmaları durumunda cezai sorumlulukları olacağından ve soruşturma izni kararını vermenin süreye tabi kılınması nedeniyle, bizzat öğrenme tarihi önem arz etmektedir. 

121 Bu durumda Danıştay kararına göre, yukarıda sayılan bütün hallerde süre yetkili merci tarafından “ön inceleme emrinin verildiği tarihten” itibaren başlayacaktır. (Danıştay Birinci Dairesinin tarih ve E:2000/29, K.2000/59 sayılı istişari kararı)

122 Sürenin Geçmesi 4483 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile belirlenen sürenin geçmesi halinde de; Yetkili merciler tarafından “soruşturma izni verilmesi” yada “soruşturma izni verilmemesi” kararlarından birinin verilmesi zorunludur. Gecikmenin bir kasıt yada ihmalden kaynaklanması halinde ilgililer hakkında da gerekli hukuki işlemler yapılmalıdır.

123 Danıştay 1. Dairesinin E:2000/29 K:2000/59 karar sayılı 4483 sayılı Yasa ile istişare düşünce kararında, işin sonuçlandırılabilmesi için izin vermeye yetkili merciin zorunlu olarak olumlu veya olumsuz bir kararının aranması gerektiği belirtilmiş ve bu nedenle izin vermeye yetkili merciin sürenin aşılması halinde dahi olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Bu nedenle izin vermeye yetkili mercilerin belirlenen 45 günlük süre aşılsa dahi bir karar vermeleri gerekmektedir.

124 Soruşturma İzninin Kapsamı
4483 sayılı Yasanın 8. maddesine göre; “soruşturma izni şikayet, ihbar ve iddia konusu olaylar ile ve bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar. Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında yeniden izin alınması zorunludur. Suçun hukuki niteliğinin değişmesi yeniden izin alınmasını gerektirmez.” 

125 Soruşturma izni verilirken, soruşturma konusunun, ön inceleme yapanlarca belirlenen boyutları açıklanarak izin verilmiş olacaktır. İzin genel bir çerçeve çiziyor ve Cumhuriyet savcılığınca yapılan soruşturmada ortaya çıkabilecek yeni durumlar, soruşturma izni kapsamı içinde kalıyorsa, verilen izin soruşturmaya ve kovuşturmaya esas alınabilecektir. Ancak, izin verildikten sonra sürdürülen hazırlık soruşturmasında Cumhuriyet savcılığı, yeni deliller ve yeni olaylar belirlemiş, başka konudaki suçları tespit etmiş ise yeniden o konularla sınırlı olarak izin alınması gerekmektedir.

126 Kararların tebliği ve itiraz
Madde 9 – Yetkili merci, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür.            

127 Karalar, İhbarcılara bildirilmez.
İtiraza, 3 üncü maddenin (e), (f), (g) (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay İkinci Dairesi, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi bakar. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir. Karalar, İhbarcılara bildirilmez. Bildirimlerde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.

128 İştirak Halinde İşlenen Suç
Bir suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesidir. Suç sayılan bir fiili birlikte işleyenler “asli fail”, Suç sayılan bir fiilin işlenmesinde başkasını aracı olarak kullananlar “dolaylı fail”, Suç sayılan bir fiilin işlenmesinde başkasını azmettirenler “azmettiren fail”, Suç sayılan bir fiilin işlenmesinde başkasına yardım edenler “yardım eden fail” sayılırlar.

129 İştirak halinde işlenen suçlar
Madde 10 –Bu Kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur, üst memurla aynı mahkemede yargılanır.

130 Soruşturma izninin gönderileceği merci
Madde 11- Soruşturma izninin iptal edilmeden veya itirazın reddi sonunda kesinleşmesi yada soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya, derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. İzin üzerine ilgili Cumhuriyet başsavcılığı, Ceza Muhakemesi Kanunu ve diğer kanunlardaki yetkilerini kullanmak suretiyle hazırlık soruşturmasını yürütür ve sonuçlandırır.

131 Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler
Madde 12 – (Değişik: 17/7/ /4 md.) Hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili, kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması ise il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili tarafından yapılır.             

132 Hazırlık soruşturması sırasında hâkim kararı alınmasını gerektiren hususlarda; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için Yargıtayın ilgili ceza dairesine, kaymakamlar için il asliye ceza mahkemesine, diğerleri için ise genel hükümlere göre yetkili ve görevli sulh ceza hâkimine başvurulur.

133 Kaymakamlar hakkında il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili,
Soruşturma CMK hükümlerine göre genel kural, soruşturmaların suç yeri esasına dayanarak belirlenen “yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılıkları” tarafından yapılmasıdır. Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri, TBMM genel sekreteri, müsteşarlar ve valiler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili, Kaymakamlar hakkında il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili, Tarafından soruşturma yapılacaktır.

134 Kaymakamlar hakkında il asliye ceza mahkemesi, Tarafından verilir.
CMK hükümlerine göre yapılacak soruşturma sırasında hakim kararı alınması gerekli hallerde; Genel hükümlere göre suç yeri esasına dayalı olarak belirlenen “yetkili ve görevli sulh ceza hakimi” dir. Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri, TBMM genel sekreteri, müsteşarlar ve valiler hakkında Yargıtay ilgili ceza dairesi, Kaymakamlar hakkında il asliye ceza mahkemesi, Tarafından verilir.

135 5271 sayılı CMK ile hazırlık soruşturması, “soruşturma” olarak tanımlanmıştır.
Cumhuriyet savcıları tarafından CMK hükümlerine göre yapılan soruşturma sonucunda; İddia edilen eylemin suç olduğu kanaatine varılması halinde “kamu davasının açılmasına”, İddia edilen eylem ile ilgili olarak suçun unsurlarının oluşmadığı yada yeterli delil olmadığı kanaatine varılması halinde “kovuşturmaya yer olmadığına”, Kararlarından biri verilecektir.

136 Yetkili ve görevli mahkeme
Madde 13 – (Değişik: 17/7/ /5 md.) Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemedir. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için yetkili ve görevli mahkeme Yargıtayın ilgili ceza dairesi, kaymakamlar için ise il ağır ceza mahkemesidir.

137 Kaymakamlar hakkında il ağır ceza mahkemesi,
Kovuşturma CMK hükümlerine göre genel kural, kovuşturmaların suç yeri esasına dayanarak belirlenen “yetkili ve görevli mahkemeler” tarafından yapılmasıdır. Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri, TBMM genel sekreteri, müsteşarlar ve valiler hakkında Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi, Kaymakamlar hakkında il ağır ceza mahkemesi, Görevli ve yetkili mahkemelerdir.

138 5271 sayılı CMK ile yargılama, “kovuşturma” olarak tanımlanmıştır.
Mahkemelerce yapılacak kovuşturma sonucunda; Mahkumiyet, Beraat, Kararlarından biri verilmektedir.

139 Vekillerin durumu Madde 14 – Bu Kanunun uygulanmasında vekiller, asillerin tabi olduğu usule tabidir.

140 Cumhuriyet başsavcılığınca re'sen dava açılacak haller
Madde 15 – Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla ve uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re'sen soruşturmaya geçilir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.


"4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN ÖN İNCELEME USUL ve ESASLARI Y.Yavuz ELİŞ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları